Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

İklim değişikliği ve cilt sağlığı: Görünmeyen tehlike kapımızda !

Uzmanı iklim değişikliğinin cilt üzerindeki etkilerini anlatıyor.

Uzmanı iklim değişikliğinin cilt

İklim değişikliği, yalnızca çevresel sistemler üzerinde değil, insan sağlığı üzerinde de derin etkiler yaratıyor. Ancak bu etkiler arasında en az dikkat çekenlerden biri, cilt sağlığımız üzerinde meydana gelen değişimlerdir. Peki, yükselen sıcaklıklar, hava kirliliği, UV radyasyonu ve ekstrem hava olayları gibi faktörler cildimizi nasıl etkiliyor?

Dermotoloji Uzm.Dr.Eda HAŞAL

Sıcak havaların ve sıcaklık dalgalarının insan sağlığına etkisi, sıcak havaya maruz kalmanın düzeyi, (sıklığı, derecesi ve süresine) maruz kalan nüfusun yoğunluğuna ve hassasiyetine bağlıdır

Bursa’nın tanınmış Dermotoloji uzmanlarından Dr.Eda Haşal ile iklim değişikliği üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Günümüzde iklim değişikliği her alanda etkilidir. Dermatoloji cilt, saç, tırnak, ağız mukozası hastalık ve sorunlarıyla zührevi hastalıkların tanı ve tedavisini yapan tıp alanıdır. Dermatologların en sık tanı ve tedavi uyguladığı bölge olan cilt, insan bedenindeki en geniş organ olduğundan iklim değişikliğinin cilt üzerinde yoğun etkisinin görüleceği de şüphesizdir.

Uzm. Dr.Eda Haşal ; İklim değişikliği günlük yaşamın bir parçası haline geliyor. Sıcak hava dalgalarından erken açan çiçeklere ve beklenmedik kar yağışına kadar her şey kendini gösteriyor. Bunun ışığında çevreyi korumak için üzerinize düşeni yapmanız önemli olsa da, kendinize iyi bakmanız da önemlidir diyor.

Alıştığınız mevsim ve hava koşullarındaki değişikliklerle birlikte iklim değişikliği, kendinize bakma şeklinizde değişiklikler yapmanız gerekebileceği anlamına gelir. Bu, özellikle cildiniz söz konusu olduğunda geçerlidir.

DİĞER YOLLAR

Deri vücudun en büyük organıdır ve vücudun çevre ile en çok etkileşime giren kısmıdır. Bununla birlikte, cildinize bakmak sonradan düşünülmemelidir. İklim değişikliğinin cildiniz üzerindeki etkisi göz önüne alındığında akla güneşten korunma ve cilt kanseri tehdidi gelse de cildinizin etkilenmesinin başka yolları da vardır. Dermatolog ve Unity Skincare’in kurucu ortağı Allison Leer, “Aşırı hava koşulları dehidrasyondan güneş yanığına kadar her türlü soruna yol açabilir” diyor. “Hava kirliliği ve diğer çevresel faktörler de zarar görebilir.”

FAKTÖRLER

  • Zor hava koşulları
  • Kirlilik
  • Ozon tabakası incelmesi
  • Su baskını
  • Artan sıcaklık ve nem
  • Artan polen

Bu faktörler, aşağıdakiler de dahil olmak üzere bir dizi cilt ve sağlık sorununa katkıda bulunabilir:

  • Cilt kanseri
  • Akne
  • Erken yaşlanma belirtileri
  • Döküntü, kurdeşen, egzama ve sedef hastalığı gibi cilt rahatsızlıkları
  • Bulaşıcı hastalık ve cilt ile ilgili yan etkiler
  1. İklim Değişikliğinin Cilt Üzerindeki Genel Etkileri

Artan UV Radyasyonu ve Cilt Kanseri Riski: Atmosferdeki ozon tabakasının incelmesi, zararlı ultraviyole (UV) ışınlarının cilde daha fazla nüfuz etmesine neden olur. Bu durum, cilt kanseri riskini artırır. Bilimsel araştırmalara göre, ozon tabakasındaki her %1’lik azalma, cilt kanseri vakalarında %3 oranında artışa yol açmaktadır. Özellikle açık tenli bireyler bu riske daha fazla maruz kalmaktadır.

*Hava Kirliliği ve Erken Yaşlanma: Karbon salınımı ve partikül maddeler cilt bariyerine zarar vererek erken yaşlanmaya neden olur. Kirlilik, serbest radikallerin artışına yol açarak kırışıklık, pigmentasyon ve sarkma gibi sorunları tetikler. Yapılan çalışmalar, hava kirliliğine maruz kalan bölgelerde yaşlanma belirtilerinin %20 daha erken ortaya çıktığını ortaya koymuştur. Cildin bariyer fonksiyonunun bozulması, erken yaşlanma belirtileri, hiperpigmentasyon ve alerjik reaksiyonlar.

*Ekstrem Sıcaklıkların Etkisi: Artan sıcaklıklar cilt kuruluğuna, aşırı terlemeye ve dermatite yol açabilir. Soğuk havalar ise cildin doğal nem bariyerini bozarak kaşıntıya ve hassasiyete neden olabilir. Bu durum, özellikle iklimin daha değişken hale geldiği bölgelerde cilt rahatsızlıklarını yaygınlaştırır.

*Isı ve Nem Değişimleri: Artan sıcaklık ve nem, terleme ile ilgili cilt rahatsızlıklarını (örneğin, isilik, mantar enfeksiyonları) tetikleyebilir. : Sıtma gibi vektör kaynaklı hastalıkların yeniden ortaya çıkışı; sıcak ve nem artışının mantar enfeksiyonlarını yaygınlaştırması

2.Hortlayan hastalıklar

İklim değişikliği bazı alerjenlerin ve bazı hastalık vektörlerinin mevsimsel görülme zamanını etkilemektedir. Sıtma, dengue ateşi, Akdeniz humması, kolera, ishalle seyreden hastalıklar gibi diğer bulaşıcı hastalıkların mevsimsel ve geçici dağılımında önemli rol oynamaktadır.

Ortama geçen CO2, NxO, PM, O3 ve SO2 gibi gazlar özellikle solunum ve dolaşım sistemi üzerinde etki göstermektedir. Akciğer enfeksiyonu, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), astım, alerjik rinit sıklığı artmaktadır. Şiddetli hava kirliliği ve aşırı sıcak ile ilişkili diğer bir etken orman yangınlarıdır.

Gözlem sonuçlarına göre vektör (enfeksiyon yoluyla kene, sivrisinek ve pire gibi haşerelerden insanlara kan emilmesi yoluyla hastalık yayılması), su, yiyecek ve hayvan yoluyla bulaşan hastalıkların, alanlarının dağılımların ve tekrar edilmelerinin belirleyicisi hava ve iklimdir.

3.İklim Değişikliğinin Gıda Güvenliği Üzerindeki Etkileri

İklim değişikliği gıda güvenliğini de zorlaştıracaktır. Yüksek sıcaklıklarda gıdalarda bakteri üretimi artacaktır. Hava sıcaklığının yükselmesi zehirlenmeye yol açan Salmonelle mikrobunu yüzde 5–10 oranında artıracaktır. Hava sıcaklığının artması soğutma problemleri, sinek ve diğer zararlı böceklerin artmasına sebep olacaktır. İklim değişikliği hayvanlardan insanlara bulaşan zona hasalığının artmasına ve birtakım yeni hastalıklara yol açacaktır.

*Besin Kalitesi: Karbondioksit artışı, bitkilerde vitamin ve mineral oranını düşürebilir.

*Tarım Alanlarının Etkilenmesi: Kuraklık, sel ve aşırı hava olayları, gıda üretim kapasitesini düşürerek yetersiz beslenmeye yol açabilir.

*Kimyasal Maruziyet: Pestisit ve tarım ilaçlarına bağlı cilt hassasiyetleri artabilir.

  1. Korunma Yolları ve Alınacak Tedbirler

a.Bireysel Önlemler:

*Güneş koruyucu ürünlerin kullanımı.

*Nemlendiricilerle cilt bariyerini güçlendirme.

*Su tüketimini artırarak hidrasyonu sağlama.

b.Toplumsal Tedbirler:

Hava kirliliğini azaltmaya yönelik politikalar.

Eğitim kampanyaları ile farkındalığın artırılması.

Doğal ve sürdürülebilir tarım yöntemlerinin teşvik edilmesi.

  1. Özel Cilt Problemleri ve İklim Değişikliği

*Egzama ve Atopik Dermatit: Hava kirliliği ve değişen hava koşulları, egzama gibi alerjik cilt rahatsızlıklarının sıklığını artırmaktadır. Egzamalı bireylerin, özellikle yaz aylarında artan polen miktarı ve kış aylarındaki soğuk hava nedeniyle daha fazla rahatsızlık yaşadığı gözlemlenmiştir.

*Akne ve Seboreik Dermatit: Yüksek sıcaklıklar ve nem oranı, cildin sebum üretimini artırarak akne problemlerini tetikleyebilir. Seboreik dermatit, sıcak ve nemli iklimlerde yaşayan bireylerde daha yaygın hale gelir.

*Pigmentasyon Bozuklukları: İklim değişikliği nedeniyle artan güneş ışınlarına maruz kalmak, hiperpigmentasyon gibi cilt tonunda dengesizliklere neden olur. Özellikle koyu ten rengine sahip bireyler, melanin artışı nedeniyle bu sorunlara daha yatkındır.

 

  1. İklim Krizi ve Yaşlanma Karşıtı Cilt Bakımı

Foto-Yaşlanma (Photoaging): UV ışınlarının ciltte kolajen yıkımına neden olması, erken yaşlanma belirtilerini hızlandırır. Kolajen kaybı, cildin elastikiyetini azaltarak ince çizgilere ve kırışıklıklara yol açar.

Antioksidanların Rolü: Serbest radikalleri nötralize eden antioksidan içerikli cilt bakım ürünlerinin önemi artmaktadır. Özellikle E vitamini ve C vitamini bu alanda öne çıkmaktadır. Antioksidanlar, UV ışınlarının ve hava kirliliğinin zararlı etkilerine karşı koruma sağlar.

  1. Bölgesel Farklılıklar ve Cilt Sağlığı

a.Tropikal Bölgeler: Yüksek sıcaklık ve nem, mantar enfeksiyonlarının ve aknenin yaygınlaşmasına neden olur. Bu bölgelerde, bireylerin cilt temizliğine özellikle dikkat etmesi gereklidir.

b.Kurak Bölgeler: Çölleşme ve artan kuraklık, cilt kuruluğunu artırır ve cilt bariyerinin bozulmasına yol açar. Nemlendirici ürünlerin kullanılmas

c.Hava Kirliliği:

Partikül madde (PM), ozon ve diğer hava kirleticiler, cilt bariyerine zarar verebilir, oksidatif stresi artırarak ciltte kızarıklık, kuruluk ve akneye neden olabilir.

d.Su Kaynaklarındaki Değişiklikler:

Temiz suya erişimin azalması, cildin nem dengesini bozarak egzama ve dermatit gibi hastalıkları tetikleyebilir.

e.Alerjenlerin Artışı:

Polen sezonlarının uzaması ve yeni bitki türlerinin yayılması, alerjik reaksiyonları ve atopik dermatiti kötüleştirebilir.

f.Beslenme ve Mikrobesin Eksiklikleri:

Gıda üretimindeki değişiklikler, cildin ihtiyaç duyduğu vitamin ve minerallerin eksikliğine yol açabilir.

g.Psikolojik Etkiler:

İklim değişikliği kaynaklı stres ve anksiyete, sedef hastalığı gibi psikodermatolojik rahatsızlıkları şiddetlendirebilir.

Sedef Hastalığına Dikkat!

Uzmanlara göre, iklim değişikliğinin tetiklediği çevresel değişimler, sedef hastalığı (psoriasis) gibi kronik cilt hastalıklarını olumsuz etkileyebilir. Özellikle stres, hava kirliliği ve UV ışınlarına maruz kalma, sedef hastalığını alevlendiren başlıca faktörler arasında. Artan sıcaklıklar ve hava kirliliği, cilt bariyerini zayıflatarak hastalığın şiddetlenmesine neden olabiliyor.

8.İklim Değişikliği Cildinizi Nasıl Etkiliyor? Uzmanlardan Kritik Uyarılar

İklim değişikliği, yalnızca çevreyi değil, sağlığımızı da derinden etkiliyor. Hava sıcaklıklarındaki artış, nem oranındaki değişiklikler ve kirlilik gibi unsurlar, cilt hastalıklarının görülme sıklığını artırırken, bazı “unutulmuş” hastalıkların da yeniden hortlamasına neden oluyor. Dermatoloji uzmanları bu konuda önemli uyarılarda bulunuyor. Halkın Alabileceği Basit Önlemler:

“Günlük güneş koruyucunuzu sabah rutininizin bir parçası haline getirin.”

“Daha fazla su tüketin, cildiniz için bir doğal mucize yaratın.”

“Doğal malzemelerle evde yapabileceğiniz nemlendiriciler deneyin.”

a.Koruma yolu

*Değişen iklimimiz ve çevreniz ile ilgili olarak, bu uygulamaları takip etmeniz cildinize mümkün olan en iyi şekilde bakmanıza yardımcı olacaktır.

*Her Zaman Güneş Kremi Kullanın

*UV ışınlarına karşı cildiniz için yapabileceğiniz en önemli şey, ihtiyacınız olmadığını düşündüğünüz zamanlarda bile güneş kremi sürmektir.

*Dışarıdayken her zaman 30 SPF veya daha yüksek güneş koruyucu uygulayın. Eşitlik, bulutlu günlerde ve yalnızca 10 dakika dışarıdaysanız geçerlidir.

*Önce kendi cildinize bakmanız önemlidir. Mümkünse resif dostu güneş kremi de kullanabilirsiniz.

*Uluslararası Mercan Resifi Girişimi ve İsveç hükümeti tarafından 2018 yılında yapılan bir araştırma, geleneksel güneş kreminin dünyanın mercan resiflerini olumsuz etkilediği sonucuna varmıştır.

*Yoğun Saatlerden Kaçının

b.Susuz kalmayın

Bu şart, iklim değişikliği bir yana. Nemli kalmak cildinizin elastikiyetini korumasına yardımcı olur. Mümkünse, hidrasyon çabalarınızı sürdürülebilir kılmak için şişelenmiş su satın almak yerine yeniden kullanılabilir bir su şişesi kullanın.

c.Vitaminli besin

2019 yılında yapılan bir araştırma, E vitamini ve C vitamininin cilt sağlığındaki, özellikle de UV ışınlarına karşı korumadaki önemini göstermektedir.

UV radyasyonuna maruz kalmak ciltteki E vitamini ve C seviyelerini tüketir. C vitamini ayrıca serbest radikalleri nötralize ederek cildi oksidatif hasardan korur.

Ek olarak, yaşla birlikte E vitamini seviyeleri azalır.

Bununla mücadele etmek için diyetinize bol miktarda antioksidan açısından zengin gıda eklediğinizden emin olun:

  • Havuçlar
  • Yapraklı yeşillikler
  • Yaban mersini
  • Karpuz

Bursa’nın tanınmış dermotoloji uzmanlarından Dr.Eda Haşal ; Cildimizin , bedenimizin ilk savunma hattı olduğunu unutmadan, çevresel faktörlere karşı daha duyarlı bir yaşam tarzı benimsemek mümkün. Unutmayın, her bireyin alacağı küçük önlemler, büyük bir değişimin habercisi olabilir diyerek cildin önemini şu sözlerle  ortaya koyuyor.

“Unutmayın, iklim değişikliğiyle mücadele yalnızca büyük adımlarla değil, küçük ama düzenli bireysel çabalarla da mümkün. Sağlıklı bir cilt, sağlıklı bir gelecek demektir!”

Sonuç olarak, iklim değişikliğine uyum sağlarken cilt sağlığımızı korumanın önemi, bireysel ve toplumsal çabalarla mümkün olabilir. Cildiniz için alacağınız her önlem, çevreyi korumaya yönelik büyük bir adım anlamına gelir.